Bahar Ergül Kimdir? / Biyografi

17:45 Bahar ERGÜL 1 Comments


Bazı şeyler kelimelerle ifade edilemiyor, Bahar da onlardan. Dileğim herkesin O’nun gibi insanlarla bir arada olması. Yazmaktan inanılmaz keyif aldığım bir öyküsü var. Bir Ayşe Arman değilsem de elimden geldiği kadarını aktaracağım artık:) O anlattı ben yazdım, sürç-ü lisan etti isek affola.

1985 yılında, Eylül'ün 3. günü şenlendirmiş dünyayı. Tam bir sonbahar çocuğu! Annesi, 'doğduğunda pandaya benziyordu. Ama gülüşü hiç değişmedi' diyor. Sahiden de kocaman ve gözleriyle gülüyor Bahar. Hani bazıları adının anlamını alır ya, Bahar onlardan. Üzgün, kırgın, kederli, şaşkın... Tam bir cümbüş! 


Bana küçükken ‘bela’ derlerdi…

O bir hiperaktif, hala düz duvara tırmanan cinsten! Çocukluğunu annesinden dinlemelisiniz. İçindekini merak ettiği için 3 yaşındayken evdeki tek televizyonu (tabi ki tüplü) parçalamış. Sağ eli yanmış, (izi duruyor) defalarca boğulma tehlikesi atlatmış, yine defalarca elektrik çarpmış, sayısız trafik kazası geçirmiş ve inatla ölmemiş. Bunun bir sebebi olduğuna inanıyor.

Siz onun ‘büyüdüm’ havalarına bakmayın, ‘kafam hiçbir zaman net olmadı benim’ diyor. 'Yapmak istediklerimize yetecek kadar vakit var mı anne?'' diye sorduğunda 4 yaşındaymış.




Tam bir Başak burcu! Detaylar konusunda sapkın. Bunun çevresi için de, kendisi için de büyük bir sınav olduğunu söylüyor. ‘Canını seven uzak dursun.’ (Bütün müzmin bekarlar bu burçtan çıkıyor sanırım? Şimdi bana kızacak ama evet beyler, bekar! :) )

Memur bir ailenin çocuğu. Kaybolmasın diye silgisinin ortasını delip, iple boynuna asan öğrencilerden. Soğuk coğrafyalarda sağlam bir ayakkabıyla okula gidebilmenin büyük lüks olduğunu hiç unutmamış. 


‘Hayatta hiçbir şey boşuna gelmiyor başına. Neden diye isyan ettiğin şey, bir gün öyle bir sorunun cevabı oluyor ki. Önemli olan cevapları bekleyecek kadar sabırlı davranabilmek.’

İlk ve ortaöğrenimini Van'da tamamlayan genç yazar, sayısız kompozisyon yarışmasına katılıp çeşitli derece ve ödüller aldı. Lisedeyken ayrılmış Van’dan. Çok yer gezmiş, çok yolculuk etmiş bir kalem. (Seyahat kelimesini duyunca bile gözleri parladı.)

'Aidiyet, başka şeylerle geçiştirilemeyecek kadar önemli ve derinliği olan bir duygu. Ben bulamadım, nereliyim? Nereye gitmeliyim? Herşeyi denedim ama hiçbir şeyden emin olamadım ve bu hayat boyu devam etti. Yazdım, yazdım, yazdım… Popüler bir kimlik edinmek için değil, kendimi yalnız hissetmemek için. Bir yerlerde benim gibi düşünen/yaşayan insanların olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı.’

2002 yılında Aydın/ Nazilli Atatürk Lisesi' nden okul birincisi olarak mezun oldu ve aynı yıl yapılan çeşitli sınavlarda Türkiye dereceleri aldı.

‘Halbuki eğitim hayatım boyunca ailem için büyük dert olmuştur benim istikbalim. Akıl/fikir yok bu çocukta, ne yapacağız bilmem, üstelik kız çocuğu... diye endişelenirdi annem. Türkiye’deki eğitim sisteminin sağlıklı düşünebilen her çocuk için korkunç bir eziyet olduğunu pek anlatamadım ben. Şimdiki kuşak bir çok konuda daha şanslı, ebeveynleri ile iletişim kurabiliyorlar.’

İçindeki seyyahı beslemenin tek yolunun Arkeoloji okuyup, eşelenmek, keşfetmek ve bir çantayla yaşamak olduğuna inanmış çok uzun bir süre. 'Bütün hayallerim Arkeoloji okumak üzerine kurgulanmıştı.' diyor. Ta ki babası ''Mezarlarda altın diş mi arayacaksın kızım?'' diye soruna dek. 'Keşke Türkiye'de tarihe ve sanata verilen önemi anlatsaydı :)' deyip dalgasını geçiyor. Çetin bir pazarlığın sonunda 2002 yılında Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümüne yerleşti. 3. sınıfa geldiğinde az derdi varmış gibi bir de Sanat Tarihi dersleri almaya karar verip çift ana dalda diplomasını alıyor.

Osmanlıca dersinden 7 dönem kalarak adını fakülte tarihine altın harflerle yazdırma başarısını göstermiş(!), faal bir üniversite hayatının içine Rektörlük desteğiyle Atatürk temalı iki de sergi sığdırmış. Daha sonra eğitimine Bahçeşehir Üniversitesi'nde devam edip, Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler üzerine bir yüksek lisans yaptı.

Gitarın her türlüsünü çok güzel çalıyor Bahar. Bütün kazancını gitarlarına, kitaplara ve DVD'lerine harcadığı için annesiyle arası limoni. ‘Çeyizime koyacakmış hepsini’ diyor :) 


13 yaşında tutmaya başladığı günlükler ile başlamış yazma disiplini. 
Neden yazıyorsun? diye sorduğumda 'konuşamadığım için' dedi utanarak. 'Her şey kafama takılıyor benim. Sürekli düşünme halindeyim. Şimdiye kadar delirmemiş olmam çok ilginç.' 

İstanbul'da yaşayan yazarın, yerel ve ulusal dergi/gazetelerde, yazılı ve dijial mecralarda çeşitli konularda kaleme aldığı sayısız yazıları yayımlandı. Son bir kaç yıldır herhangi bir yerde köşe yazarlığı yapmıyor. Biraz hassas bu konuda. ‘Anladım ki gazete ve dergilerde yazı yazmanız için edebi bir birikiminiz, bir yaşanmışlık ya da tecrübenizin olmasına gerek yok, birilerinin tanıdığı olmanız yeterli. Bu da bana etik gelmiyor tıpkı içinde faşizm barındıran diğer şeyler gibi. Popüler bir kimlik yaratmak için kaleme alınan her şey yok olmaya mahkumdur, bunun örneklerini görüyoruz.’

Her geçen gün genişleyen okuyucu kitlesiyle ve sağduyulu yaklaşımlarıyla duygusal yazılara imza atıyor Bahar. Akademik makalelerini yayınladığı konulardan bazıları;
Arap Baharı ve Kadınlar
11 Eylül / Küresel Terör
Tanzanya'nın Sosyo-Ekonomik Ekonomik Süreçleri
Hugo Chavez Dönemi Venezüela'nın Evrimi
1980 Darbesinde Türkiye
2013 AB İlerleme Raporu Analizi

İslamiyet ve Kadın

Türkiye'nin Modernleşme Sürecindeki 'Gerici' Olaylar
Hitler Dönemi Almanya Ve Faşizmin DNA'sı
Yapay Zeka
Teknoloji Devrimin İnsanlığa Katkı ve Zararları

Yüksek Lisans bitirme tezini ''Avrupa'da Aşırı Sağ'ın Yükselişi'' konusu üzerine kaleme almış, Avrupa Parlamentosunda millet vekilliği yapmış ve akabinde Türkiye’de aktif siyasete giren Ozan Ceyhun’la çalışmıştır.

‘Siyaset, ehil ve ahlak sahibi kişiler tarafından yapılmadığında insanları vahşileştiren bir şey. Dikkat ve vicdan gerektiren bir konu. Bu coğrafyada aynı evin evlatları birbirine silah doğrulttu siyaset yüzünden. Peki kimler faydalandı bundan? Düşünmek gerekiyor biraz…’

Hayat uzun bir yol O'na göre.

'50 yaşıma geldiğimde tekrar üniversite sınavlarına girebilirim. İnsanlar da koşullar da çok hızlı değişiyor/değişecek/değişmeli. Düştüysen ayağa kalkacaksın, bu kadar. Her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor. Şuna inanıyorum çevrenize ne yaşatıyorsanız başınıza da onlar geliyor. Yozlaşmadan yaşamak, varken kirlenmek neden?'

Bunun gibi bir çok soru var dilinde güzel yazarın. Meraklı bir çocuk var içinde.
En büyük hayali dünyayı gezmek.


Özge Demirel


1 yorum:

  1. Selam Bahar... "Arap Baharı ve Kadınlar, Tanzanya'nın Sosyo-Ekonomik Ekonomik Süreçleri, Hugo Chavez Dönemi Venezüela'nın Evrimi, 1980 Darbesinde Türkiye, 2013 AB İlerleme Raporu Analizi" bunları nasıl okuyabilirim?

    YanıtlaSil

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Blogger tarafından desteklenmektedir.